Bilim kurgu tutkunlarının on yıllardır film, dizi ve romanlar ile hayatlarının bir parçası olan yapay zeka bir kurgu öğesi olmaktan uzaklaşıp hayatlarımızın bir gerçeği olmaya hızlı adımlar ile ilerliyor.
Popüler kültürün yapay zekayı ‘insanlığın sonu’ teması ile işleme inadı kuşkusuz korkunun her zaman satması ile doğru orantılı. Ancak işin aslı o kadar da basit değil. Yapay zekayı sadece bu korku üzerinde incelersek belki neslimizin sonu gelemez ama çok daha ciddi sorunlar ile karşı karşıya kalırız.
“Yapay zekaya ne denli hazırız?” sorusunu beş ana maddede incelemekte fayda var.
1- YAPAY ZEKANIN HAKLARI OLACAK MI?
Yapay zeka konusunda en çok dile getirilen konulardan biri önümüzdeki yıllarda pek çok sektörde işleri devralacağı. Dünyanın pek çok ülkesinde uzun uğraşlar ile kazanılan çalışan hakları kuşkusuz insanoğlu gibi fiziksel ve kanuni engelleri bulunmayan robotları etkilemeyecek.
Peki sınırları ortadan kaldıracak yapay zeka ve yapay zekalı robotlar ile ilgili regülasyonlar neler olacak. Robotların hakları olacak mı? Olacak ise bu haklar neler sorusu kuşkusuz önümüzdeki yıllarda üzerine kafa yorulacak konulardan birisi.
2- YAPAY ZEKANIN NEDEN OLDUĞU KAZALARDAN KİM SORUMLU OLACAK?
Bilim kurgunun usta kalemlerinden Isaac Asimov’un ilk kez 1942 yılında yayımladığı ‘Runaround’ isimli öyküsünde ortaya koyduğu ‘Üç Robot Yasası’ insanoğlunun robotlar hakkında ortaya koyduğu ilk düzenleme olarak kabul edilir.
Peki neydi bu yasalar?
Birinci Yasa: Bir robot, bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine kayıtsız kalamaz
İkinci Yasa: Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır.
Üçüncü Yasa: Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmemek kaydıyla varlığını korumakla mükelleftir.
Hakları olmayan robotlar bir kazada ne kadar sorumluluk sahibi olacak? Maddi veya hayati kayıplara yol açan hatalardan yapay zeka mı yoksa o yapay zekalı robotu üreten firma mı sorumlu olacak?.
3- ‘ROBOT İŞSİZLİĞİ’NE ÇÖZÜM NE OLACAK?
Pek çok iş kolunun insan çalışandan çıkıp robotlara emanet edilmesi ile ortaya çıkacak gelir adaletsizliği nasıl çözülecek? Şirketlerin iş kanunlarına tabi olmayan, yorulmayan, iş bırakma eylemi yapmayan “yeni” çalışanları ile giderlerini düşürüp karlarını artıracakları su götürmez bir gerçek. Peki işlerini kaybeden ve sayısının milyonlara vuracağı iddia edilenler için şimdiden neler yapılabilir?
Bunun önüne geçmek adına şimdiden bir işsizlik fonu kurulması sıkça dile getirilen çözüm önerilerinden biri. Bu durumun bir gelir boşluğu yaratacağını düşünen cephede yer alan Tesla ve SpaceX’in CEO’su Elon Musk’a göre şimdiden atılabilecek iyi adım “evrensel gelir bütçesi” oluşturmak. Musk kendi şirketinde mikro ölçekte benzer bir adımı şimdiden atmış durumda.
4- EĞİTİM SİSTEMİ NASIL YENİDEN DİZAYN EDİLECEK?
Geçtiğimiz yıl yayınlanan “Kaybedilen ve kazanılan meslekler: Otomasyon devrinde işgücünün dönüşümü” adlı raporda, 2030 itibarıyla 800 milyon çalışanın işsiz kalabileceği belirtiliyor.
Bu rakamı azaltmanın bir yolu da henüz eğitim aşamasındaki yarının iş gücünü yarının dünyasını baz alarak eğitmek. Konvansiyonel eğitim ile yetişen milyonların önüne sadece işsizlik fonunu koymak yeterli olur mu?
Teknoloji dünyasının önde gelen isimleri bu değişimin ilk adımlarını attılar bile. Örneğin Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg ve Microsoft’un kurucusu Bill Gates gibi isimlerin de desteğiyle sürdürülen, 2013’te kurulan ‘code.org’ sayesinde isteyen herkes kodlama öğrenebiliyor.
5- YAPAY ZEKA DEVRİMİ SİYASAL DEVRİME EVRİLİR Mİ?
Sanayi Devrimi ile toplum yapısı ve sınıf anlayışı kökünden değişti. Bazı meslekler yok olurken yeni zenginler, yoksullar ve iş kolları ortaya çıktı. Yapay zeka devrimi ile toplumumuzun ne denli değişeceğini hala kestiremiyoruz.
İyi yönetilemeyecek bir geçiş sürecinin neden olacağı radikal sonuçlara karşı şimdiden bir yol haritası hazırlanması kuşkusuz son derece önemli.
İlker Kocaş
Kaynak: https://www.ntv.com.tr