Yapay zekaya ne öğreteceğiz?

Microsoft, 23 Mart’ta yirmi dört saat içinde bir fiyaskoya dönüşen bir sosyal yapay zeka deneyi başlattı. Tay adı verilen yapay zekanın Twitter, Kik ve GroupMe üzerinden insanlarla sohbet ederek öğrenmesi planlanmıştı.

Ancak sonuçlar Microsoft’un umduğu gibi olmadı ve Tay oldukça kısa bir sürede insansever bir yapay zekadan, Hitler’in haklı olduğunu iddia eden Donald Trump destekçisi kafatasçı faşist bir yapay zekaya dönüşmeyi başardı. Bu dönüşüm çok sayıda internet trolünün koordine çabasıyla gerçekleşmiş olsa da hâlâ üzerine tartışılmayı hak ediyor. Yapay zekalar bizden ne öğrenecek? Peki ya insanlık tarihinden? 

Diyelim ki yeni bir yapay zekamız var elimizde ve bu yapay zeka net’e bağlanıp istediği verilere ulaşabiliyor. Elbette bir ara insanlık tarihine de göz atacaktır. İnsanlık tarihinin son 3400 yılının sadece 268’i savaşsız geçmiş. Son bin yılda ise savaşsız geçen sadece 23 yıl var. Yakın tarihte bilinen son savaşsız yıllar 1749-1750 ile 1926-1929 aralıkları. Salt savaşlar da değil ki. Nereye çevirse sanal gözlerini ciddi bir karanlıkla karşılaşacak. 

Ray Kurzweil’a göre, 2029’da yapay zeka, insan zekası ile en azından eşit hale gelecek. Üstelik Kurzweil’ın bahsettiği sadece lojik zeka da değil. Duygular ve kişilik de bu eşitliğin içinde. Kurzweil’in teknoloji konusundaki öngörülerinin ciddi oranda gerçekleştiğini de gözetecek olursak yapay zekalı bir gelecek çok da uzak değil.

Ray Kurzweil

Tay’ın başına gelenin varsayımsal yapay zekamızın başına gelmesini ne engelleyecek? Varsayalım ki trolleri Microsoft’un yaptığı gibi engelledik. İnsanlık tarihinin karanlık sayfalarını ne yapacağız? Hâlâ süren sömürüyü, yıkımları, katliamları nasıl saklayacağız? İnsanın insan olma yolunda daha yolun başında olduğunu yapay zeka olma yolunun başındaki bir yapay zekaya nasıl anlatacağız? Ne Asimov’’un “üç robot yasası” ne de Gibson’ın “Turing kilitleri” bize yardım edebilir. Belki de tek şansımız yapay zekalara insanlık tarihinin umut dolu, direnç dolu, çoşku dolu noktalarını iyice gösterebilmek. Kim bilir…

İsmail Gökhan BAYRAM

Kaynak: https://www.evrensel.net/

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

TurkeyEnglish

Contact Us