Günlük hayatımızda kullanımı giderek yaygınlaşan ‘yüz tanıma teknolojisi’ sadece yapay zekanın bir ürünü değil. Kazakistan’da düzenlenen Avrasya Medya Forum’unda hayatımızı şekillendiren gerçekler masaya yatırıldı. Yapay zeka ile ilgili ümitler ve korkular en çok konuşulan konular arasındaydı.
Yüzlerce gazeteci, araştırmacı, siyasi ve teknoloji uzmanı her sene Almatı’da bir araya gelerek dünyayı değiştiren yenilikleri masaya yatırıyor. Astana Uluslararası Finans Merkezi Başkanı Kairat Kelimbetov, yeni teknolojilerin ülkesinin mali yapısını gelişmiş ülkeler seviyesine çekmesine yardımcı olacağını düşünüyor.
Kairat Kelimbetov, Astana Uluslararası Finans Merkezi Başkanı: “Şu anda Amerika’da, Silikon Vadisi’ne para akışı olduğunu görüyoruz. Finans endüstrisinde ‘büyük veri’ ve ‘yapay zeka’ gibi birçok yeni teknoloji kullanılıyor. Bence Kazakistan’da da büyük fırsatlar var. Önceden finans endüstrisi altyapısına yatırım yapmıyorduk ancak şimdi yeni güzergahlara doğru ilerliyoruz.”
Günümüzde herkes yapay zeka hakkında konuşuyor. Peki ama gerçek manada yapay zeka ne anlama geliyor?
Yapay zeka denince akla ilk gelen şey robotlar ve elektronik aletler… Yapay zekada kullanılan elektronik devreler ve algoritma, insan beyni nöronları arasındaki işleyişi örnek alarak çalışıyor. Bu alandaki en büyük zorluk, algoritmaların örneklerden görerek öğrenmesi ve kendi kendini düzeltmesi.
Yapay zekayı dünya nüfusunun yüzde 0,5’i üretiyor
Avrasya Medya Forumu’nda bu teknolojinin ‘insanlığın yeni rönesans’ı olup olmadığı tartışıldı. Muthoni Wanyoike, ülkesi Kenya’da kadınlara yapay zekayı öğretiyor. Kendisi, bu teknolojiden oldukça umutlu.
Muthoni Wanyoike, Veri Bilimi ve Yapay Zeka Uzmanı: “Bana göre yapay zeka diğer teknolojilerden farklı olarak, biz Afrikalılara kıtamızda bulunan sorunları sanal ortamda çözmemize imkan sağlıyor.”
Peki bunu tam olarak nasıl başaracaksınız?
Muthoni Wanyoike: “Örneğin elimizdeki verileri kullanarak. Sağlık sektörünü ele alalım. Yapay zeka sayesinde çok fazla doktor istihdam etmeden kaliteli sağlık hizmeti alabiliriz.”
Ancak yapay zeka konusunda çok fazla ön yargı var.
Muthoni Wanyoike: “Ön yargının asıl sebebi dünyadaki insanların sadece yüzde 0.5’inin kodlama yaparak algoritma üretebilmesi. Bu da, dünyayı yönetmek için çok küçük bir topluluğa güvenmek zorunda olmamız anlamına geliyor.”
Sizin de korkularınız var mı?’
Muthoni Wanyoike: “Heyecanım korkularımı yok ediyor ancak elbette korkularım var. Bizler zeki insanlar olarak akıllı makineler üretebiliriz. Ancak geçmiş, bize ne kadar aptalca işler yaptığımızı gösteriyor. Ancak insanlar bu sistemleri üretmek için sorumluluk almazlarsa, işte o zaman aptal makineler yaratırız ve bu da gelecekte birçok sorunun çıkmasına yol açar.”
Zekanın Mimarları kitabı yapay zeka ve gelecekle ilgili önemli bilgiler içeriyor
Martin Ford, gelecekle ilgili araştırma yapan bir yazar. Kendisi son kitabı ‘Zekanın Mimarları’nda, seçkin araştırmacı ve girişimcilerle yapay zeka hakkında yaptığı röportajlara yer verdi.
Martin Ford, Araştırmacı Yazar: “Yapay zeka iki yüzü keskin kılıç gibi… Bilimde ve tıpta toplumu ileriye taşıyabilecek devasa boyutta yararlar sağlayabilir. Ancak diğer taraftan, yapay zeka toplumda eşitsizliği artırabilir ve günlük rutin işlerin yapıldığı bazı meslek gruplarında işsizliği artırabilir.”
Toplumsal sorunlar ortaya çıkmaması için neler yapılabilir?
Martin Ford: ‘Temel gelir’ oluşturulmalı. İnsanların hayatta kalabilmeleri için ihtiyaçları olan asgari geliri onlara temin etmeliyiz. Bunu başaramazsak adaletsiz bir durum ortaya çıkar ve toplumun bazı kesimleri çok büyük dara girer.”
Martin Ford yapay zekanın medya sektörünü oldukça derinden etkileyeceğini düşünüyor.
“Çok büyük bir etkisi olacak. Hali hazırda bazı haber metinlerinin otomatik olarak yazıldığını görüyoruz. Bazı sistemler veri akışını tespit edip, o veriler içinden ilginç konuları ayırt ederek yeni bir hikaye yazabiliyor. Ve siz bunu bir gazetecinin değil de, bilgisayar algoritması üzerinden yazıldığını fark etmiyorsunuz.”
Kaynak: https://tr.euronews.com/