Bilgisayarlar ve dolayısı ile robotlar 10 yıl içinde 128 kat, 20 yıl içinde 8 bin kat ve 30 yıl içinde de bir milyon kat akıllanacaklar. Yapay zeka ve ilgili teknolojiler tüm ülkelerin iş piyasalarını büyük ölçüde etkileyecek..
Çocuklarımız bizim herşeyimiz. Onlar için her şeyin en iyisini ister, en iyi üniversitelerde okumalarını ve iyi işlerde çalışmalarını isteriz. Lakin bilgisayarlar ve dolayısı ile robotlar 10 yıl içinde 128 kat, 20 yıl içinde 8 bin kat ve 30 yıl içinde de bir milyon kat akıllanacaklar. Yapay zeka ve ilgili teknolojiler tüm ülkelerin iş piyasalarını büyük ölçüde etkileyecek. Hal böyle olunca neredeyse bütün meslekler makinalar tarafından icra edilecek ve artık bir çok işte insanlara ihtiyaç kalmayacak.
Bilgisayarlar ve insanların karşı karşıya gelmesi ilk kez 1997 yılında IBM bilgisayarların satrançta Kasparov’u yenmesi ile konuşulmaya başlandı. Ondan sonraki denemeler kısmen başarısız olsa da 2012 yılından sonraki gelişmeler veri bilimi, makina öğrenmesi ve yapay zeka ile altın çağını yaşamaya başladı. Yeni yüzyılın petrolü ve elektriği büyük veri ve yapay zeka olarak karşımıza çıkıyor.
Bilgisayar dünyasındaki gelişmeler Moore kanuna göre değerlendiriliyordu. İsmini Intel şirketinin kurucularından Gordon Moore’dan alan Moore kanunu bize bilgisayar ve teknolojik ürünlerin her 18 ayda bir hızlarını ikiye katladığını söylüyor. Lakin silikondan yapılan transistörlerin aralarındaki boşluk küçüle küçüle artık küçülemez hale gelecek ve Moore kanunu devre dışı kalacak. Fakat bu durumda kuantum bilgisayarlar devreye giriyor ve kuantum bilgisayarlar normal bilgisayarlardan tam 100 milyon kat daha hızlı çalışıyor.
Kanada merkezli D-Wave ürettiği 2 adet kuantum bilgisayardan birini Google’a diğerini de NASA’ya verdi. IBM ise 5 qbitlik kuantum bilgisayarları bulut servisiyle programcıların test etmelerine imkan sağlıyor. Microsoft ise kuantum bilgisayarlarda çalışacak bir programlama dili geliştiriyor.
Bu gelişmeler bizi ekonomik tekillik noktasına götürüyor. Tekillik (singularity) fizikten ve özellikle karadeliklerden ekonomiye kazandırılmış bir terim. Bir kara deliğin olay ufku geçildiğinde kütleçekimsel alan sonsuz hale gelir. Bir tekilliğe ulaştığınızda, normal kurallar bozulur ve geleceği tahmin etmek daha da zorlaşır. Tam bu anda en ilginç soruyla karşılaşıyoruz: Sahiden insanların işlerini makinalar yapmaya başladığında insanlar nereden geçimlerini sağlayacak ve ne yapacaklar?
Son yapılan araştırmalara göre yapay zeka uygulamalarının laboratuvar analizleri, yüz tanıma sistemleri ve retina taramalar ile hastalıklara doktorlardan daha isabetli teşhis koydukları gözlendi. Bu durumda yapay zeka ile doktorlar devre dışı kalıyor. Aynı şekilde yapay zeka avukatlara da açık fark atıyor.
2025 yılında artık uçaklar pilotsuz uçacaklar. Pilotluk mesleği artık tarih oluyor. Halihazırda uçakları hiçbir pilot dahli olmadan uçurma otopilot imkanlarına sahibiz. Lakin insanlar otopilot ile kendilerini güvende hissetmediklerinden pilotlara ihtiyaç duyuluyor. Google, Uber ve Tesla şoförsüz giden arabaları yaptılar ve şu an yollarda test sürüşlerini tamamlamak üzereler. Taksiciler, tır şoförleri, otobüs kaptanları bir kaç yıla işlerinden olacaklar. Dünya genelinde 1.2 milyon şoför yapay zeka mağduru olacak ve başka iş bakmak durumunda kalacaklar.
Geçen ay Finlandiya’da robot öğretmenler işbaşı yaptılar. Dünyanın en iyi üniversitelerinde ders veren en iyi profesörlerin metotları bilgisayarlarla modellenmeye başlandı ve robotlara öğretiliyor. Bu durumda robotlar ile herkes en iyi eğitimi en iyi hocadan alacak ve öğretmenlik mesleği de tarihe karışacak. Üstelik robotlar bilimsel araştırma sonuçlarını saniye saniye takip edeceklerinden bilgileri eskiyen hoca kalmayacak.
Buna ek olarak insan öğretmen yetiştirmek meşakkatli iş. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite okutacaksın ve formasyon dersleri vereceksin. Bir öğretmenin yetişmesi en az 16 yıl. Fakat robotlar kendilerine yüklenen programlarla bir kaç saniyede profesör olabilecekler. Robotlar yüzyıl öncesinin eğitim sistemiyle tahtaya yazıp deftere kopyala yöntemiyle değil, her bir problemi gerçek hayattan, 3 boyutlu görüntülerle anlatacak ve öğrenciler bilimsel mevzuları teori olarak değil, birebir hayatın içinden örneklerle öğrenecekler. Mesela tarihi bir vakıa anlatılırken, makinalar kitaplarda yazılı olanları yapay zeka ile ürettikleri karakterlere oynattırıp birebir canlandırmalarını yapacaklar. Ayrıca bütün robot öğretmenler disiplinler arası her tür bilim dalında uzman olacaklar. Bu durumda en iyi öğretmenler bile yapay zekanın gerisinde kalacaklar ve işlerini kaybetmeleri kaçınılmaz olacak.
Fabrika işçileri, tarım işçileri, bankacılar, muhasebeciler, askerler yine işlerini kaybedecekler listesinde. Yapay zeka film senaryosu yazıp, ürettiği sanal karakterlere istediği rolü bile oynatabiliyor.
Bu kadarla da bitmiyor. Makinaların insanlara göre çok büyük avantajları var. İnsanlar günde 8 saat zor çalışıyorlar. Makinaların insanlar gibi günde bir kaç kez ara verme, öğle yemeği, kahve-çay molası, muhabbet molası, hastalık, ailevi problemler, geç kalma, ulaşım, trafikte kalma, sinirlenme, tavır yapma, kapris, bunalım takılma gibi dertleri olmayacak. Maaş artışı istemeyecekler. Akşam evde misafir var, erken çıkayım veya evde çocuk hasta durumları olmayacak. Hep iş yerinde kalacaklar. Zaten çoğu bilgisayar programı olacağı için fiziksel olarak orada olması bile gerekmiyor. Sigorta, tazminat, yemek, uyku, ücretli tatil gibi isteklerin hiçbiri olmayacak. Üstelik bütün işleri çok daha hızlı, doğru ve en kestirme şekilde yapacak ve gece gündüz çalışabilecekler. Makinalar da bozulur mu diyorsunuz? Hayır IoT ve veri bilimi ile hangi makinanın hangi parçasının bozulacağını önceden tahmin edebiliyoruz. Makinalar kendi kendilerini tamir edebilir ve robot üreten robotlar ve yapay zeka üreten yapay zekalar bile mevcut.
Mesela bir TIR şoförünü ele alalım. Uzun yola gidecek. Maaş, yol, sigorta, yemek, uyku gibi problemler olacak. Fakat otonom bir bilgisayar programını bir kez alacaksınız başka hiçbir masrafı olmadan istediğiniz yere en ucuz, en uygun yolu seçerek, en az yakıtla, 7 gün 24 saat yorulmadan direksiyon sallayarak ulaşacak. Bu teknolojilere geçiş yapmayan işletmeler bir bir batacaklar.
Bahsi geçen teknolojilerin hepsi şu an faaliyette olup testleri yapılmaktadır. Bilgisayarların önümüzdeki 10 yılda 128 kat, 20 yılda 8 bin kat ve 30 yılda 1 milyon kat daha akıllı olduklarında neler olabileceği bir muamma. Bu noktada ekonomik tekilliğe ulaşıyoruz, normal kurallar bozuluyor.
Yazımıza son verirken sorumuzu yineleyelim: Öyleyse insanlar ne yapacak ve nereden geçimlerini kazanacaklar ve daha da önemlisi biz Türkiye olarak bu yapay zeka ve veri bilimin neresindeyiz?
Zafer Acar
Kaynak: www.karar.com