Microsoft Türkiye CTO’su (Baş Teknoloji Yöneticisi) Onur KOÇ’un “Tarımda Yapay Zeka Gelişmeleri” konulu TRT Haber için vermiş olduğu özel röportajı..
Genel anlamda, yapay zekâyı nasıl tanımlayabiliriz?
Yapay zekâ, insanların düşünme modellerini, davranış şekillerini ve hareketlerini birebir gözlemleyip, analiz ederek yapay yönergeler çıkaran akıllı sistemlerdir. Yapay zekâ, tek başına veri işlemenin ve veri anlamlandırmanın ötesinde, sürekli tekrarlanabilen yazılımlara ve donanımları kapsıyor. Belirlenmiş parametreler çerçevesinde zekâ gerektiren sorunları çözen yapay zekâ sistemleri, sürekli öğrenen sistemlerdir. Belirlenmiş kalıpların üzerine tecrübeleri ve yeni bilgileri de katarak sorunlara yeni çözümler getirirler.
Yapay zekâ düşüncesi 70 yıllık bir geçmişe sahip ancak günümüz teknolojileri yardımıyla, yapay zekâyla ilgili teoriler gerçeğe dönüşebildi. Bulut bilişimin erişilebilirliğinin artması, güçlü işlemcilerin yaygınlaşması, ücretsiz veri depolama ve dijital verilerdeki büyük artış, yapay zekânın bugünlere gelmesini sağladı.
Bu gelişme dünyayı nasıl etkileyecek?
Yapay zeka, işleri ortadan kaldırmak yerine işleri ve meslekleri evrimleştirecek. Forrester’ın 2018 araştırmasına göre, içinde tarımın da dahil olduğu her sektörde, yapay zeka meslekleri en az yüzde 25 oranında değişime uğratacak. Yapay zekayı iş hayatlarına entegre eden çalışanlar ve kurumlar, otomasyon sayesinde, daha inovatif ve daha yaratıcı işlere odaklanacaklar. Böylece üretkenlik ve verimlilik artacak. Çalışanlar daha yaratıcı ve kendi becerilerini öne çıkaran işler sunarken, kurumlar da bu yeni nesil üretkenliğin meyvelerini toplayacak. Yapay zekanın Dördüncü Endüstri Devriminin arkasındaki itici güç olacağını görüyoruz. Türkiye’nin de içerisinde olduğu Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’ne yapay zeka teknolojilerinin ekonomik getirisinin yaklaşık 16 trilyon dolar civarında olması bekleniyor.
Yapay Zeka çalışanların, örneğin çiftçilerin, işlerini elinden alacak mı?
Yapay zekâ, insanların işlerini elinden almak için değil, insanların yaşamına kolaylıklar getirmek, iş dünyasına yeni fırsatlar sunmak için geliştiriliyor. Microsoft olarak bu gelişmeyi, insanlara güç vermek, yeteneklerini artırmak ve özellikle tarımda doğal kaynakların daha sürdürülebilir kullanılabilmesi için destekliyoruz ve yapay zeka teknolojilerine yön veriyoruz.
Dünya Ekonomik Forumu’nun Mayıs 2017 tarihli MENA’(Ortadoğu ve Kuzeypiyasasını da etkileyecek. Kimi iş grupları yerini Örneğin, yapay zeka, bulut teknolojililerine bağlı olarak geliştiğinden bulut bilişim ekseninde yeni meslekler göreceğiz. Microsoft’un IDC ile yaptığı araştırmanın raporuna göre bulut bilişim, 2017 ile 2022 yılları arasında Türkiye’de 130.000’den fazla yeni iş imkânı yaratacak. Yeni iş imkânları sadece BT sektörüyle sınırlı olmayacak. Pazarlama, satış, finans, yönetim, üretim ve hizmet alanlarında da yapay zeka becerilerinin gözetildiği yeni işe alımlar göreceğiz. Bulut bilişim uzmanı, büyük veri analisti, ortak kullanım aracı şoförü ve sürücüsüz araç mühendisi gibi yeni meslekler ortaya çıkacak.
Tarım yapay zeka’dan nasıl bir pay alacak?
Tarım da birçok sektör gibi son 100 yılda çok değişti. Eskiden ata veya ineğe bağlı sapanların işlediği tarlaları artık yüksek teknoloji ile üretilen biçerdöverler, traktörler, dronlar işliyor. Varlığımız için temel olan tarım sektörü, yapay zeka teknolojileriyle çok daha sağlıklı ve etkin üretim yapabilecek hale gelecek. Öncelikle, tarlalar artık tıpkı fabrikalar gibi insansız olacak. Sürücüsüz akıllı traktörler ve biçerdöverler hektarlarca tarlanın ne zaman nasıl işlenmesi gerektiğini bildirecek. Akıllı sulama sistemleri hava durumuna, toprağın ve ürünün ihtiyacına göre sulama yapacak. İnsansız ürün toplama araçları yeterli olgunluğa gelen ürünleri otomatik olarak toplayacak, paketleyecek.
Yapay zeka çözümleriyle herkes tarım yapabilecek. Şu anda sadece büyükbeklemelisiniz? Bölgenize özgü zararlılar nedir, bu zararlılara karşı nasıl önlem almalısınız, hangi ilaçla, ne zaman? Ürününüzü topladınız ve hangi pazarda kaç paraya satabilirsiniz?” gibi soruları yanıtlayan akıllı tarım deneyimleri çok yakında hepimizin elinin altında olacak.
Sürdürülebilirlik ve kaynakların verimli kullanımı da önemli bir konu. Enerji tüketimi, tarımın doğrudan etkilediği alanların başında geliyor. Tüm dünyada üretilen yiyeceklerin başka yerlerde satılmak üzere taşınmasından doğan karbon ayak izini ve enerji tüketimi çok büyük. Her evin kendine yetecek yiyeceği evinin yakınında ürettiği bir dünyada enerji ihtiyacı ve karbon ayak izi önemli ölçüde azalacaktır. Bu konuda örnek ülkeler Avustralya ve Hollanda. Bu iki ülkede kullanılan yapay zeka tabanlı tarım çözümleri, tüm çiftçilere, hava değişikliklerin etkilerini belirlemede, üretim kapasitesi planlamalarında, en optimum tohum, su, gübre kullanımının belirlenmesinde yardımcı oluyor.
Tarımda hangi yapay zeka uygulamaları gündemde?
Özellikle tarımda dijital geleceğe hazırlıklı olmalıyız ve yapay zeka uygulamalarını kullanıma almalıyız çünkü 2050 yılında yüzde 60 daha fazla besin üretmemiz gerekecek. Bu gereksinimi karşılarken gezegendeki kaynakları tutumlu kullanmalı ve akıllı tarım yapmalıyız. Microsoft olarak, bu anlayışla çoktan harekete geçtik bile. Dünyanın birçok yerinde şu an uygulanmakta olan yapay zeka çözümlerimizle tarımdaki atıklar azalıyor, daha fazla hasat alınıyor. Yapay zeka tabanlı çözümlerimizin sunduğu ışık, rüzgâr ve yağmur tahminleriyle çiftçiler, tüm eylemleri için en doğru zamana karar verebiliyor, gerektiği kadar su kullanıyor. Böylece daha az hayatla daha fazla hasat elde ediyor.
Yapay zekanın tarımda sağladığı kolaylıkların tabanını oluşturan tüm bilgiler doğada zaten bulunuyor. Yapay zeka teknolojileri ise bu bilgileri üretken amaçlarımız için derleyip anlamlandırıp hızlı ve etkili kararlar almamız için bize sunuyor. Bunun en iyi örneklerinden biri, Avusturalya’da hayata geçirdiğimiz The Yield uygulaması.
The Yield, bir akıllı tarım projesi. Projenin amacı dünyanın kaynaklarını kurutmadan dünyaya besin sağlamak. Bildiğimiz gibi, tarımda hava şartları ürün miktarını ve kalitesini yakından etkiliyor Yield, mikro iklim hakkında bilgi topluyor, bu bilgileri tahminleme modeliyle eşleştiriyor, riskler azaltılıyor ve böylece çiftçilerin hava şartları nedeniyle uğrayabileceği zararların önüne geçiliyor. Çiftçiler bu bilgilerle önlerini daha rahat görebiliyor. Yapay zeka ile çiftçilerin yaşamını kolaylaştıran bu sistem Microsoft Cloud ve Microsoft Azure Machine Learning kullanan çok kolay bir ara yüze sahip. Çiftçiler ve tarım konusunda karar verici mekanizmalar için hava koşullarındaki belirsizlikleri ortadan kaldırmayı hedefleyen uygulama sayesinde tarlalara ne kadar su verilmesi gerektiği hesaplanıyor ve su tasarrufu sağlanıyor. Hasat zamanının belirlenebilmesi ürünlerin raf ömrünü uzatırken sektöre milyonlarca dolar kazandırıyor. Veri analitiği tarımla buluşunca, örneğin Houston’daki bir tarlada olduğu gibi, yıllık 200 ton marul zayiatının önüne geçilebiliyor ve şirket, yıllık kârını yüz binlerce dolar artırabiliyor.
Yapay zeka, hayvancılığa neler sağlayabilir?
Milyarlarca insanın et ihtiyacı milyonlarca kilo et ihtiyacını doğuruyor. Daha verimli sonuçlar için, hayvancılıkta da sensörler ve yapay zeka tabanlı çözümler kullanılmaya başlandı. Özel akıllı kameralar ile hayvanların üzerindeki zararlı bakterileri ve böcekleri tespit etmek mümkün. Yine özel kameralarla hayvanların boyutlarını sürekli olarak izlemek ve optimum boyuta ulaştığında satmak mümkün oluyor. Böylece, kapasiteler en optimum şekilde kullanılmaya başlanacak. Ayrıca, sadece birkaç kamera ile binlerce tavuk izlenebiliyor, sorunların çoğu önceden tespit edilebiliyor. Tüm bu akıllı zeka uygulamaları çok yakında hepimizim elinin altında olacak.
Kaynak: TRT Haber