“Senin annen/baban dijital bir yılandır yavrum! Yıllarca koynumuzda beslediğimiz..”
Sanayi Devrimi ile Dijital Devrim arasında duran dünya liderlerinin başında Jack Ma geliyor. Bir yanıyla hala sanayi devriminin bir üyesi diğer yanıyla gençlerin dünyayı yeniden şekillendirmesini gönülden arzulayan. Geçen sene Davos’ta 30-30-30 formülünü gündeme getirmişti. Gelecek 30 sene önemli. 30 yaşındaki gençlere kulak vermeli. Kuracağınız şirket 30 çalışanı geçmemeli.
Alibaba’nın kurucusu Ma bu sene farklı bir formül sundu Davos’ta. Eğer 20’li yaşlardaysanız vizyonunuza uygun bir şirkete girip öğrenin. 30’lu yaşlardaysanız yapmak istediğiniz şeyi yapmaya zaman ayırın (kendi şirketinizi kurun vb). 40’lı yaşlardaysanız iyi olduğunuz alan neyse orada kendinizi güncel tutmaya bakın. 50’li yaşlardaysanız deneyimlerinizi gençlere öğretin. 60 ve üstü yaşlardaysanız torun bakın!
Otuzlarındakileri atılmaya teşvik ettiği macera Ma’ya göre glaballeşmenin kabuk değiştirmesini de sağlayacak. Krallar, imparatorlar zamanında dünyayı birkaç yönetici globalleştirmişti. İkinci turda birkaç bin büyük şirket globalleşmeyi genişletti. Üçüncü dalgada ise bugünün otuzlu yaşlarında olan milyonlarca gencin macerası globalleşmeyi dünyanın ucundaki son köye kadar götürecek.
Bir haftadaki iş günü üçe, günlük çalışma zamanı da üç dört saate inecek belki de bu yeni global dönemde. Ama en gam! İnternete mobil cihazlarla erişim imkanı olan herkes nerede olursa olsun, ne yapıyor olursa olsun “çalışıyor” olacak. Bir başka deyişle global alış-veriş, global kargo ve global ödeme imkanı olduğu sürece insanların bir odaya kapanıp “çalışması” zaruri bir ritüel olmaktan çıkacak.
Ma pek sezdirmeden bugünün 60+ yaşındaki global liderlerine de inceden bir mesaj gönderiyor olabilir. Milyar dolarlık şirketleri, global kurumları ya da milyarlarca dolar gayri safi milli hasıla üreten ülkeleri yönetiyor olabilirsiniz. Ancak artık size düşen torun bakmak!
Bod Dylan ne güzel ifade etmişti benzerini yıllar önce! Bugünün 60+ yaşlarında olanlar o günlerin gençleriydi ve Dylon onların ebeveynlerine sesleniyordu: “Sizin eskimiş yolunuz hızla yaşlanıyor/ çünkü zaman artık değişiyor!” Dün bu şarkılarla yelkenlerini doldurup yol alan, dünyayı iyi ve kötü yanlarıyla bugüne getirenler acaba arkalarından gelen dijital kuşaklara aynı şekilde yol verecekler mi? Yoksa sadece yaptıkları güzel şeylere bakarak “mücadele” ye devam mı diyecekler? “Yeni teknolojiler geliştirebilirsiniz, ama bizim yolumuzda yürümeye devam edin!”
Peki nedir ama o bir türlü vazgeçilmeyen yol? Üretim-tüketim kısır döngüsüne saplanmış, sürekli kar etmek isteyen, bunun için kültürü, insanı, dünyayı hiçe sayan kibirli bir destan! Dijital kuşaklar bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkında ama bunun ne olduğunu bir isim verme derdinde değil. Sadece o yolunda gitmeyen şeylerin değişmesini istiyorlar. Kimin değiştireceğinin de bir önemi yok. Din mi, kitleler mi, teknoloji mi, karizmatik bir lider mi? Fark etmez! Yeter ki yeni yol eskisinin ruh ikizi olmasın. Aynı senaryonun yeni oyuncular bir tekrarı çıkmasın ortaya.
Belki de gelecek on yılın en favori masalı vefasızlıkla ilgili olacak. Bugünün 60+ yaşında olanlarının torunlarına anlatacakları. “ Senin annen/baban dijital bir yılandır yavrum! Yıllarca koynumuzda beslediğimiz…”
Tanol Türkoğulu
herkese bilim teknoloji, (Türkiye’nin Haftalık Bilim, Teknoloji, Kültür ve Eleştirel Düşünce Dergisi)